12 Mart 2014 Çarşamba

Ah Be Çocuk!

Gelecek günler için kalmadı bir umudum, yalan yok. Din,dil,ırk,mezhep... Gözümde hiçbiri insandan değerli değil. Söyleyecek sözüm yok, söylesek de dinleyen yok. Özgürce sesimi çıkartamıyorsam, insanca yaşayamıyorsam bu ülkede sen de ben de suçluyuz. Öğrencilik yıllarım boyunca ve hala polis şiddetini yakından gördüm, görüyorum.. Hiçbir zaman anlamadım, hala da anlayamıyorum.

Ben bir şey demeyeceğim daha fazla. Murat Yetkin'in dünkü yazısını paylaşacağım sadece.


Babası Sami Elvan, onu ekmek almaya gönderdiğini söyledi. Benim ekmek almaya giden kardeşime el uzatanlar da demeyeceğim. Cinayete hafifletici sebep istemiyorum.

Sabahın ilk haberi Berkin Elvan'ın öldüğü oldu. 

Gezi protestoları sırasında, 16 Haziran 2013 Pazar günü polisin yakın mesafeden attığı gaz bombası fişeği kafatasını dağıtmıştı. Hastanede 269 gün dayanabildi çocuk bedeni, 16 kiloya düştü, 15 yaşında can verdi. 
Gezi protestolarında öldürülenlerin sayısı 8'e yükseldi. Hayır, Berkin şehit olmadı, melek filan da olmadı, bu cinayeti romanikleştirecek değilim: Bir çocuğu daha öldürdüler. Başbakanın 'polis efsane yazıyor' dediği günlerdi. 

Acımaları yoktur. 

Dolmabahçe Camii'nde alem, Kabataş'ta tecavüz yalanlarının uydurulduğu günlerdi. 

Yalanları çoktur. 

Polis kayıtlarında Berkin çocuğun nasıl öldürüldüğü bulunamıyormuş. Emir veren belli ama onu hangi polisin vurduğu ortaya çıkmıyor. Acaba şimdi birbirine can düşmanı olan polis içindeki iki fraksiyondan hangisine mensuptu? O zaman Gezi'de gençlere birlikte vuruyorlar, birlikte gazlıyorlardı.

Katili bulamıyoruz, muhtemelen hiç bulamayacağız. Bulsak bile muhtemelen İçişleri Bakanı -tabii karşı fraksiyondan değilse- soruşturma izni vermeyecek. Verse ne ceza alacağı mahkeme başkanının hangi fraksiyondan olduğuna bağlı olacak. Adalet yerini bulacak mı, ceza alsa hapis yatacak mı sizce? Danıştay üyesi Mustafa Özbilgin'in, Malatya'daki Protestan yayıncıların katillerine, Hrant Dink'in katilinin akıl hocasına tahliye verildiği günlerdeyiz. 

Vicdanları yoktur. 

Babası Sami Elvan, onu ekmek almaya gönderdiğini söyledi. Benim ekmek almaya giden kardeşime el uzatanlar da demeyeceğim. Cinayete hafifletici sebep istemiyorum. 

Çünkü Berkin ekmek almak için değil Gezi'ye katılmak için sokağa çıkmış da olabilirdi; çocuklarımızdan biri de olabilirdi. Ali İsmail Korkmaz öyleydi mesela, onu öldürmek meşru gibi görülsün istemiyorum. 
Yeter artık, hayır, istemiyorum.

1 yorum :

Yorumlarınız için teşekkürler :)