#1 Ben elinden telefonu düşürmeyen,e-posta hesaplarını saatbaşı kontrol eden, telefonuna düşen her bildirime bakan bir insanım ama erkeklerin telefonlarıyla oynaşmasından, günaşırı facebookta paylaşım yapıp, instagrama fotograf yüklemesinden hiç ama hiç hazzetmiyorum. Azıcık cool olun, değilseniz de olmaya çalışın. Gizli gizli bakın takip edin de sürekli fotograf beğenip, ona buna yorum yapmayın pls.
#2 Erkeklerden başladık devam edelim. Bir erkeğin hesabımı ödemesi kadar beni rahatsız eden bir şey yok. A. ile 7 küsur yıldır beraberiz, 2 yıldır evliyiz ama hala yediğimiz yemeğin parasını arka arkaya öderse rahatsız oluyorum. Yan yanayken vitrinde bir şey beğenip alacaksam bile o yanımdayken almam ki parası ondan çıkmasın diye. Ha diyeceksiniz ki sen değil miydin ipadde beğendiğin şeyleri açık bırakıp adamın gözüne sokan alsın diye o başka canım :p Yalnız hesap konusunda çok takıntılıyım. Olur da benle yemeğe falan çıkarsanız aklınızda olsun, cüzdanınıza davranmayın. Ya Alman usulu takılalım ya da ben ödeyim şekerim :)
#3 Hayal gücüm mü eksik çok mu gerçekçi bir insanım bilemiyorum ama hep ulaşılabilir isteklerim oldu ve bunları gerçekleştirebildim. Çorum'da doğup da hamileyken annesine sadece leblebi aşerdiren bir insan olarak başladığım bu hayat yolculuğunda normal bir durum olsa gerek :)
#4 Aslında babam normal bir spor izleyicisi, izler ama tepki vermez, bağırmaz, heyecanlanmaz. Bun rağmen çocukken çok fanatik bir Fenerbahçeliydim. 90lı yıllardaki kadroyu ezbere sayıp, önemli maç ve golleri anlatabilecek kapasitedeyim hala. Tabi bunda o zamanın yakışıklıları Baliç, Boliç, Tarık gibi isimlerin de payı yok değil. Bir de kaleci Engin'i çok severdim. Neyse sanırım 4 yaşındayım, şehir merkezine yakın bir yerde üzüm bağlarımız var oraya pikniğe gideceğiz ve ben çocuk olarak heves ettim de arabaya değil de diğer çocuklarla beraber pikap gibi bir şeyin kasasına bindim. Beni şımartıyorlar ya ben de gaza gelip bağırıyorum işte en büyük Fener, en büyük Fener, Ne zaman uzun uzun kavak ağaçları kaplıyor yolu korkuyorum o tezahuratlar en büyük Allah a dönüyor, kavaklar geçince tekrar fener. Bu da böyle bir anımdı işte- yazarken bile kendimi fıkrasına gülünmeyen adam gibi hissettim,
#5 Kıyafet konusunda bazı renklerden vazgeçmeyen bir insanım. Benim üzerimde siyah, gri, lacivert, bordo, beyaz ve bunların tonları dışında renk göremezsiniz. Sarı, turuncu, yeşil gibi renkler gardırobumda yok sanırım. Ama iş çorap ve iç çamaşırına gelince bir palyaço zevkine sahibim. Ev dışında kısa çorap giymediğim için nerede cafcaflısı, desenlisi var onlar benim dolabımda. Ama çocukken elbiselerinin altına beyaz çoraptan başka çorap giymeyen biriydim nasıl böyle oldum ben de bilmiyorum. Hatta bir keresinde anneannemlerde kalmıştım da çorabım kirlendi diye anneannem bana kırmızı bir çorap giydirdi diye saatlerce çirkin yaptın beni diye ağlamıştım. Kadın beni şimdi sopayla kovalasa yeri :) Çamaşırda ise her ne kadar renk sevsem de asıl takıntım renk uyumu. Ya takım ya da uyumlu renkler olmazsa rahat edemiyorum. Yine çocukken bile atletimle donum aynı renk olmazsa yaygarayı kopartırdım. Bazı takıntılar kalıyor demek ki :)
en büyük allah dsagsdfgdf sesli güldüm buna, az sonra yatcam aklıma gelecek de yine gülecem garanti.
YanıtlaSilmaya 1 sen 2 ne cins çıktınız be anacım.
en cins benim bi kere :p
Silanlatırken komik oluyor da yazarken pek güldürür gibi gelmedi ama bir de sesli güldürmüş, süper o zaman :p
O maya benim galiba :))
YanıtlaSilSarıdan nefret ederim. Eskiden mor ve tonları takıntım vardi hala çok severim ama kombini zorlamaya başlayınca her şeyle rahat olan krem kahvelere döndüm. Pek rahatım :))
Tek renk çoraptan pek hoşlanmam renkli çoraplar candır, hatta bi itiraf parmaklı çoraplarim hala mevcut nadiren de olsa giyerim :D
kahve bana yakışmıyor da ben de siyah-gri tonlarından kopamayanlardanım :/
Silhiç o parmaklı çoraplardan giymedim biliyor musun, nedense onlar beni ürkütüyor :)
Çok iyiymiş Çorumda doğup sadece leblebi aşerdiren bir bebek olman:)))
YanıtlaSilöyle canım annemi az yordum hep zaten :)
Sil